Kırmızı Başlıklı Kız

Değerli sigortacılar ülkemizde sigortacılık hızla gelişmekte, yabancı sermeye şirketler yatırımlar yapmakta, ciddi oranlardaki zararlara bile katlanarak, sigortacılık faaliyetlerine devam edebilmek için çalışmaktadır. Bunların en büyük sebebi Türkiye‘deki sigortacılık pazarında ciddi bir boşluk olmasıdır. Bu boşluktaki pazar payından alacakları ufak paylar bile çoğu yabancı sermayeli sigorta şirketinin iştahını kabartmak için yeterlidir.
Türkiye'de sigortacılık adına yapılacak daha çok işler vardır. “Bize ne onların iştahından” diyebilirsiniz, "fiyat rekabetleri yüzünden iş yapamıyoruz", "istediğimiz üretim rakamlarına, karlılık oranlarına ulaşamıyoruz" diyebilirsiniz. "Sigorta şirketleri her işe teminat vermiyor" diyebilirsiniz. O zaman ne yapacaksınız? Oturup, sigorta şirketlerinin fiyatlarını düşürmesini mi bekleyeceksiniz? Sigortalılar kaza yapmasın diye dua mı edeceksiniz? Kapınızdan yeni müşteriler girmesini mi bekleyeceksiniz? Yoksa, sigorta şirketlerinin gerçekte hiçbir önlem almamış işletmelere teminat verecek kadar, intihar etmek istemelerini mi bekleyeceksiniz?
Türkiye deki sigortacılık sektörü 2013 yılında 24 milyar 182 milyon TL prim üretimi yapmıştır. Bu üretimin 20 milyar 788 milyon TL’lik bölümü elementer branşlardan, 3 milyar 394 milyon TL’lik bölümü ise hayat sigortalarından elde edilmiştir. Bu pazar payının %22’lik bölümü yani neredeyse 1/4'ü trafik poliçelerinden gelmektedir. Peki, şu an geldiğimiz noktada trafik poliçesinin satışını belirleyen faktör nedir? Tabii ki fiyat! Bir trafik poliçesinin hangi şirkette uygun fiyatlı olduğunu tespit edebilmek için ise bazen saatlerce zaman ayrılabilmektedir. Bu zaman, pastadan bir dilim veya sepetten bir elma alabilmek adına verilen çaba içindir. Çok ciddi bir zamandır. Bu zamanı harcamayın, bu poliçeden kesmeyin demek yanlış olur. İhtiyaçların karşılanması için üretim yapmak komisyon kazanmak gerekir. Ama bunun yanında başka işlere de zaman ayırmak gerekmekte.
Pastadan, sepetten bahsedince aklıma kırmızı başlıklı kız hikayesi geldi. Kırmızı başlıklı kız ormanda, sepetinde güzel çörekler ile büyükannesine gidiyormuş. Bu orman sigortacılık sektörünü, çöreklerde poliçeleri aklınıza getirdi mi? Karşısına kurt çıkmış. Kurt da artık kim söylemiyorum siz anlamışsınızdır. Lafı uzatmaya gerek yok kurdun amacı belli sepetteki çörekler. Kurt sepetteki çöreklerden bir tane yese doymaz, hepsini yese çatlar ölür. Peki ne yapacağız elbette ki ne yardan geçecek ne serden geçeceğiz. Elbette ki sektörden payımıza düşeni almak için çalışacağız. Sektörü iyi takip edip sigorta şirketlerinin yeni ürünlerine, farklı poliçelerine önem vereceğiz, mevcut poliçeler için çalışacağız.
Yukarıda bahsettiğim gibi birde Türkiye’nin sigorta pazarındaki iştah kabartan kısmı mevcut. Bazılarımızın göremediği yani daha sigortalanmamışlar, sigortalanmayı bekleyenler, bu ihtiyacı henüz hissetmemişler, bu ihtiyacının farkında olmayanlar ya da daha çıkmamış poliçeler var. Bunu gören sigortacılar da elbette ki var ve çoktan çalışmaya başladılar yol alıyorlar, sigorta
cılık için ve komisyoncu olmamak için çalışıyorlar. Bu sigortacıların sayısını arttırmalıyız. Sigortalanmayı bekleyenlere, riski hissetmeyenlere, farkında olmayanlara ulaşmalı bunlar için bol bol düşünmeli yeni poliçeleri araştırmalıyız. Bir dostum konuşmalarından birinde "Siz kendi kararlarınızı vermezseniz, başkaları sizin adınıza bu kararları verir, sizde uymak zorunda kalırsınız." demişti. O gün bugündür kulağıma küpe oldu. Mevcut sepetteki çöreklerden yerken etrafta limonata var mı diye bakınmanın kimseye zararı olmaz. İkisi birlikte güzel bir lezzet olur.
Sigortacılık için tüm sigortacıları, yeni kampanyalar, projeler ve fikirler üretmeye, sonrasında da bunları paylaşmaktan korkmamaya çağırıyorum. Bunları hep dost meclislerinde konuşmaktansa yazmaya çağırıyorum. Bu zaten var, bu zaten yapılmış, bunun benzeri vardı, şu denedi olmadı gibi negatif bakışlardan uzaklaşmaya, önyargısız davranıp zaman ayırmaya, böylesini deneyelim, bu olacak inanıyorum, onlar nerede yanlış yapmış inceleyelim biz yapmayalım bizimki olur gibi pozitif bakışlara yaklaşma çağırıyorum. Kızıl okyanus stratejilerinden biraz uzaklaşıp mavi okyanus stratejilerini takip etmeye çağırıyorum. Sigortacılık değişiyor, ayak uyduralım, zamanı yakalayalım! Yeni bakış açılarından, yeniliklerden özellikle de hata yapmaktan korkmayalım ki sigortacılık ve sigortacılar kazansın.
www.sigortacibul.com Yönetim Kurulu
#kırmızıbaşlıklıkız #kurtlar #sigorta #sigortacılık #SigortaAcenteleri